Cinsel Suçun Nitelikli Halleri
Cinsel taciz suçuyla daha etkili bir mücadelenin gerekleştirilebilmesi için 6545 sayılı Kanun ile cezayı arttıran nedenlerin düzenlendiği TCK m. 105/2’de değişiklik yapılmıştır.
Sosyal Medya Araçları ile Cinsel Taciz Suçu
Suçun; Whatsapp, Facebook, İnstagram, Twitter veya e-mail gibi haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanarak
koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan kişiler tarafından işlenmesi halleri bu suç bakımından daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. (6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un gerekçe metni için tıklayın)
Türk Ceza Kanunun “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar” bölümünde yer alan 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, reşit olmayanla cinsel ilişki ve cinsel taciz suçlarına yer verilmiştir. Bununla birlikte, söz konusu Kanunun yaklaşık 9 yıllık uygulamasında, belirtilen suçlarla ilgili bir takım sorunların ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Bu sorunların çözümü amacıyla cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar yeniden düzenlenmekte ve bu suçlar için öngörülen cezalar önemli ölçüde arttırılmaktadır. Öte yandan, çocukların ve kadınların toplum içinde maruz kaldıkları cinsel şiddet, bu kişilerin ve toplumu olumsuz yönde etkilemektedir. Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçların mağdurlarının, özellikle çocukların ikincil örselenmesini asgariye indirmek ve maruz kaldıkları fiille ilgili soruşturma ve kovuşturma makamları önünde tekrar tekrar ifade vermelerini engellemek gerekmektedir. Hukuk devletinin temel amaçlarından olan bireyin korunması ilkesi, toplumda sosyal güvenliğin ve sosyal adaletin sağlanması yoluyla gerçekleştirilebilmektedir.
İş Yerinde Cinsel Taciz
TCK m. 105/2’nin yürürlüğe giren ilk şeklinde cinsel taciz suçunun hiyerarşi ve hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak veya aynı işyerinde çalışmanın sağlamış olduğu kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi halinde verilecek cezanın artırılacağı ve ayrıca bu fiil nedeniyle mağdur işi bırakmak zorunda kalmışsa, cezanın alt sınırının bir yıldan az olmayacağı hükme bağlanmıştır. İşi bırakma zorunda kalmış olmak hallerine de fıkra metninde yer verilecek cezanın bir yıldan az olmayacağı durumlar genişletilmiştir. Bu nitelikli suç haleri ETCK m. 421’de ise yer verilmemiştir.
Ayrıca 7.10. 2011 tarihinde Cinsel Taciz Suçlarında Cezanın Arttırılması Hakkında Kanun Teklifi’nde de bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında mahkeme yapılabilmesi için aranan mağdurun şikayeti şartının kaldırılması; ceza alt sınırının 3 ay’dan 6 aya yükseltilmesi; toplumun infialine yol açan, bu nevi suçları topluca işleyenlere, şiddet kullananlara, alenen açık yerlerde söz ve fiilleri ile cinsel tacizde bulunanlara 2 yılda 5 yıla kadar hapis cezası verilmesi öngörülmüştür.
Okulda Cinsel Taciz
TCK m.105/2’ye 8.7.2005 tarihinde yürürlüğe giren ve 5377 sayılı Kanun ile gerçekleştirilen değişiklikle, hiyerarşi ve hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuzun kötüye kullanılmasının yanında Eğitim ve Öğretim ilişkisinden veya aile içi ilişkiden kaynaklanan nüfuzun kötüye kullanılması halleri de eklenmiştir. Bu durum ağırlaştırıcı neden olarak kabul edilmesi karşısında, TCK m. 7 uyarınca suçu daha önce işleyen sanığın cezasında bu nedenle arttırım yapılacağının düşünülememesini Yargıtay yasaya aykırı bulmuştur.
Kamu Görevlisinin İşlediği Cinsel Taciz
SUÇUN KAMU GÖREVİNİN VEYA HİZMET İLİŞKİSİNİN YA DA AİLE İÇİ İLİŞKİNİN SAĞLADIĞI “KOLAYLIKTAN FAYDALANMAK” SURETİYLE İŞLENMESİ
Suçun kamu görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. 6545 sayılı Kanun m. 61 ile TCK m. 102/2-a’ya “Kamu görevinin veya” ifadesi getirilerek cinsel taciz suçunun kamu görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanılarak işlenmesi yeni bir nitelikli hal olarak öngörülmüştür. TCK m.6’da yapılan kamu görevlisi tanımından hareketle bu kişilerin yerine getirdikleri vazifenin kamu görevi olarak tanımlanması ve bu nitelikli halin uygulama alanı bulabilmesini sağlamak mümkündür. TCK m. 105/2-a’da geçen “hizmet ilişkisi”, sözlü ya da yazılı bir hizmet akdine bağlı olarak üstünlüğü bulunan failin, mağduru işe alma, işten çıkartma, yükseltme, ücretini ya da diğer sosyal haklarını belirleme yetkisine sahip bulunmasını, Kanun koyucu fail ile mağdur arasındaki söz konusu ilişkilerin varlığı halinde fiilin daha kolay işlenebileceğini göz önünde tutarak bu nitelikli hale yer verilmiştir.
Aile İçi Cinsel Taciz Suçu
Cinsel taciz eyleminin aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanarak gerçekleştirilmesi halinde fail ile mağdurun illa ki aynı aile içinde yaşıyor olması gerekmemektedir. Önemli olan söz konusu kişilerin aile içinde yaşaması halleridir. Bu durumda örnek olarak aynı evde kalan üniversite öğrencilerinin arasında gerçekleşen cinse taciz fiili ya da arkadaşının ailesinin yanında kalan üniversite öğrencisi gence yönelik arkadaşının ağabeyinin cinsel taciz fiilinde bulunması hali verilmektedir. Ancak aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmadan bahsedilebilmesi için mağdurun aynı aileye mahsup olması gerekmektedir. Kanun koyucu aksini kabul etmiş olsaydı “aile içi ilişki” ifadesine yer vermemesi gerekirdi. Bu nedenle de aynı yerde birlikte yaşıyor olmak halinde ortaya çıkan fail ile mağdur arasındaki yakınlık derecesi nitelikli halin uygulanması bakımından önem arz etmez. Yani fail ile mağdurun aynı aileye mensup olması gereklidir. Burada aile ortamında oluşan saygı, güven, sevgi dayanışma gibi durumlar kötüye kullanılmaktadır ve ayrıca söz konusu haller bu suçun işlenmesini de kolaylaştırmaktadır. Yine aile içi ilişki bakımından bireylerin bir arada yaşaması zorunluluğu bulunmamaktadır. Burada “aile içi ilişkisi” yalnızca çekirdek aileyi değil, amca, dayı, enişte gibi kimseleri de kapsamaktadır. Ayrıca bu suçun eşe karşı işlenmesi halinin de TCK m. 105/2’de belirtilen “aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan yararlanarak işlenmesi” ifadesi kapsamı içinde düşünülmesi mümkündür.